Başkenti: Erivan (Yerevan)
Resmi Dili: Ermenice
Nüfusu: 2.969.800 (1 Temmuz 2018 itibari ile)
Yüzölçümü: 29.743 km²
Para Birimi: Dram
Büyük Şehirleri: Erivan (Yerevan), Gümrü (Gyumri), Vanadzor, Eçmiadzin
En Çok Ziyaret Alan Şehirleri: Erivan (Yerevan), Gümrü (Gyumri), Vanadzor, Hrazdan, Armavir, Gavar
İklimi: Karasal
Sovyetler Birliği’nin parçalanması üzerine 21 Eylül 1991 tarihinde de Ermenistan bağımsızlığını ilan etti. Türkiye, 16 Aralık 1991’de Ermenistan’ın bağımsızlığını tanıyan ilk devletlerden birisi olmuştur.
Ermenistan Cumhuriyeti, denize kıyısı olmayan bir Güney Kafkasya ülkesidir. Kuzeyinde Gürcistan, doğusunda Azerbaycan, güneyinde İran, batısında Türkiye ve Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti ile komşudur.
Dağlık bir ülke olan Ermenistan topraklarının % 90’ından fazlası 1000 metreyi aşan yükseltilerden oluşur ve tarıma uygun çok az toprakları bulunmaktadır. Ermenistan’ın en yüksek dağı, 4.090 metre rakımı olan Alagöz Dağı’dır. En düşük rakımı ise 400 metre yükseklikte olan Debed Nehri’nde bulunmaktadır.
Ermenistan’da çok sayıda volkanik dağ vardır. Ülkenin doğusunda bulunan 1900 metre yüksekliği, 940 km² alanı bulunan Sevan gölü, sadece Ermenistan’ın değil, Kafkasya bölgesinin de en büyük gölüdür. Ülkenin en yüksek noktası olan Aragast Dağı (4090 m) dır.
Ülkenin iklimi karasaldır. Yazlar sıcak ve kurak, kışlar ise soğuk oluyor. Isı derecesi genellikle rakıma göre değişmektedir.
Türkiye-Ermenistan sınırının toplam uzunluğu 325 km dir. Türkiye – Ermenistan sınırın da kapalı durumda olan iki sınır kapısı bulunuyor. Bunlar Ermenistan’ın Gümrü (Gyumri) şehri ile sınırımız olan “Alican Karayolu Sınır Kapısı” ve Ermenistan’ın başkenti Erivan (Yerevan) ile sınırımız olan“Akyaka Demiryolu Sınır Kapısı”dır. Türkiye, Ermenistan sınır kapılarını Nisan 1993’de, Ermenistan ile Azerbaycan’ın Dağlık Karabağ sorunları nedeninden dolayı, Ermenistan ile olan ilişkilerini kesti ve kara sınırlarını kapattı.
Ermenistan’da gezilecek çok fazla yer vardır. Vayots Dzor’da bulunan göz kamaştırıcı kireçtaşı mağaraları, Goris yakınlarında yamaçlarda oyulmuş mağara evleri keşfedilebilir.
Tarihi yönden gezilecek yerlerin büyük bir kısmı başkent Erivan’da yer almaktadır. Erivan; müzeleri, operaları, galerileri ve kütüphaneleri ile kültürel açıdan zengin olan, ziyaret edilmesi gereken bir şehirdir. National Gallery ve State Museum of Armenian History tarihi öğelerin görülebileceği değerli yerlerdir. Erivan Kütüphanesi de 13.000 el yazması metine ev sahipliği yapması bakımından oldukça ünlüdür. Bu yer Ermenistan ziyaretinde mutlaka ziyaret edilmelidir. Bunlar dışında Gök Camii, Erivan Opera Binası, Cumhuriyet Meydanı da tarihi yapıları mutlaka görülmesi gereken yerler arasındadır.
Ülkenin doğusunda bulunan 1900 metre yüksekliği, 940 km² alanı bulunan Sevan Gölü sadece Ermenistan’ın değil aynı zamanda Kafkasya’nın en büyük gölüdür. Yaklaşık 28 çay ve Hrazdan Nehri ile beslenir. Sevan Gölü, muhteşem bir manzaraya sahiptir. Göl göz alıcı manastırlar ile çevrilidir ve göl etrafındaki Sevanavank Manastırı en etkileyici olandır. Ermenistan gezisinde buralara mutlaka uğramanızı öneririm. Ayrıca ülkede dört milli park bulunuyor. Bu parklar içinde, Dilijan Milli Parkı en güzeli ve görülmeye değerdir. Dilijan Milli Parkı şifalı kaynak suları, kültürel anıtları, biyolojik çeşitliliği ile oldukça ünlüdür.
Ermenistan’ın en belirleyici özelliklerinden biri de sahip olduğu manastırlardır. Erivan’a 122 km uzaklıkta bulunan, Noravank Manastırı ülke genelindeki en güzel örneklerdendir. Bu manastır 13. Yüzyılda dağların tepesinde kurulmuş ve Ermenistan turlarında sıklıkla uğranılan yerlerden biridir. Yedinci yüzyıldan kalma bir kale olan Amberd Fortress, ülkede ziyaret edilebilecek en güzel yerlerdendir. Ayrıca Yukarı Azat Vadisi, UNESCO Dünya Mirasları listesindedir ve burası inanılmaz bir bölgedir. Burada yer alan en ünlü yapı da Geghard Manastırı’dır. Azad Vadisi’nin manzarası ve vadide konumlanmış olan manastırın yapısı oldukça etkileyicidir. Ülkede yer alan Karahunj oldukça ilginç bir yerdir. Burası kırk taştan olan bir tapınaktır ve tapınak yakınlarında da bir gözlem evi bulunur. Ayrıca Ermenistan’da Dvin’de ziyaret edilebilecek yerlerden biridir. Burası ülkenin eski şehirlerindendir ve orta çağ zamanlarında ülkenin başkenti olan bölgeyi görme olanağı sunar. Ayrıca bölgede o dönemden kalan kalıntılar da görülebilir.
Türkiye’de alışık olduğunuz tüm alışkanlıkların yanında batıl inançlar konusunda da çok ortak noktalarımız bulunmaktadır. Her yerde rastlayacağınız nazar boncuklarının yanı sıra tahtaya vuran, kulağını çeken Ermenileri görünce şaşırmayın. Kahve fallarından tutun da kurşun dökmeye kadar bildiğiniz her şeye Ermenistan’da rastlayabilirsiniz.
ERİVAN (YEREVAN)
Ermenistan 11 bölgeye ayrılır. Ağrı Dağı’nın en doğusunda ve Hrazdan Nehri’nin geçitleri üzerinde kurulan Erivan, Ermenistan’ın başkentidir. Binlerce yıllık zengin bir tarihi geçmişe sahip olan Erivan, ülkenin endüstri, sanat, kültür ve siyasal alanlarında da merkezi konumdadır.
01 Temmuz 2018 itibarıyla Ermenistan’ın toplam nüfusu 2.969.800 kişi civarındadır, Ülkenin başkenti Erivan, 1.074.00 kişi nüfusu (toplam nüfusunun %36,16 sı) ile nüfus bakımından ülkenin en büyük şehridir. Modern Erivan aynı zamanda “Pembe şehir” olarak da bilinir, bu ismi mimaride büyük rol oynayan volkanik pembe tüf taşından alır. Ülkenin en yüksek nüfuslu şehri olan başkent Erivan; Sovyet-Ermeni mimarisine ait muazzam tarihi binaları, müzeleri, operaları, heykelleri, haç karları ve kütüphaneleri ile kültürel açıdan zengin olan, ziyaret edilmesi gereken bir şehirdir.
Sayat – Nova ve Teryan Caddesi üzerindeki mağazaların sadece vitrinlerine bakmak bile büyük keyif veriyor. Cumhuriyet Meydanı’ndan dört bir yana açılan geniş bulvarlar, düzgün yollar ziyaretçilerine batı konforu yaşatıyor. Yolların kenarlarındaki konser salonları, üniversite binaları, ünlü markaların satıldığı mağazalara inat yolda çekirdek çitleyen ve kahvesini yudumlayan insanlar da bir o kadar hala doğuda olduğunuzu fısıldıyor kulağınıza. Meydandaki havuz da özellikle yaz geceleri yapılan ses ve ışık gösterisi ise görülmeye değer.
Bu şehir adeta bir açık hava müzesi, sokakta yürürken, kafede otururken, kaldığınız yerin camından bakarken mutlaka bir heykel gözünüze çarpacaktır.
Abovyan Caddesinin başladığı noktada ünlü yazar, Modern Ermenice’nin yaratıcısı Khajatur Abovyan’ın heykeli karşılayacak sizi. Heykelin olduğu yerden Abovyan Caddesinin sonuna kadar yani Cumhuriyet Meydanına kadar güzel bir yürüyüş yapabilirsiniz.
Özellikle Erivan’da bulunan dört kilise göremeye değer. 1842 yılında yenilenen Surp Sarkis Kilisesi 15. yüzyıla ait. Yine 13. yüzyıla ait Surp Zoravor Kilisesi ise Opera yakınlarında bulunuyor. 1693 yılında inşa edilen Surp Gatoğike kilisesi, Sovyet Dönemi’nde binaların arkasında kaldığı için yıkılmadan muhafaza edilebilen çok nadir kiliselerden biridir. Son yıllarda yenilenen Kilise Sayat Nova- Abovyan dört yol ağzında bulunuyor.
Opera Meydanı, Mesrop Mashdots ve Sayat-Nova Caddelerinin kesiştiği dev dört yol ağzında bulunuyor. Erivan merkezinde dolaşmaya doymayacaksınız. Fransız Cumhurbaşkanı Sarkozy tarafından hediye edilen Rodin’in ünlü “Ressamın Heykeli” çalışması Opera Meydanı’na çok yakın, görmeden sakın geçmeyin. Opera Meydanı alanında Yazar Hovhannes Tumanyan ve kompozitör Alexander İspantaryan’ın dev heykelerini görebilirsiniz. Son olarak da meydandaki kafelerde günün yorgunluğunu atabilirsiniz.
ERİVAN’DA (YEREVAN) GEZİLECEK YERLER;
Ermenistan Tarih Müzesi ve Ulusal Sanat Galerisi
Ermenistan Tarih Müzesi ve Ulusal Sanat Galerisi, Erivan’ın önemli meydanlarından biri olan Cumhuriyet Meydanı’nda bulunuyor. Ermenistan tarihi ve kültürünün en önemli izlerini bulacağınız bu müze mutlaka görmeniz gerekenler arasında. Beş farklı bölümden oluşan Ulusal koleksiyonun sergilendiği bu müzede yaklaşık 400.000 daimi benzersiz arkeolojik, nümizmatik ve etnografik eserler yer almaktadır. Paleolit dönemden günümüze Ermenistan tarihi ve kültürünü bu müzede bulabilirsiniz. Müze binasında ayrıca Ayvazovski ve daha birçok ünlü ressamın eserlerini görebileceğiniz bir sanat galerisi de bulunmaktadır. Önemli Rus ressamların eserlerinin yer aldığı Ulusal Sanat Galerisi, Ermenistan Tarih Müzesi ile aynı yerde bulunuyor. Sanat koleksiyonu bakımından oldukça zengin olan bu müzede, Ermeni ve Rus sanatçıların yanı sıra farklı ülkelerden sanatçıların eserleri de yer alıyor
Madenataran
Eski Ermenice’de “kütüphane” anlamına gelen Madenataran, antik Ermeni el yazması içeren dev bir arşivin müzesidir. Teoloji, felsefe, tarih, tıp, edebiyat, sanat tarihi konularında Ermenice, Latince ve hatta Osmanlıca eserler sunan dünyanın en zengin Orta Çağ el yazmaları ve kitapları burada görebilirsiniz. Matenataran’ın ana binası 1957 yılında, yeni bilimsel bina 2011 yılında yapılmıştır.
Modern Sanat Müzesi
Ermenistan’daki modern sanatı ve yeni eserleri görmek için kaçırmamanız gereken müze, Mashtots Bulvarı’ndadır.
Cafesjian Sanat Merkezi
Cafesjian Sanat Merkezi, çağdaş sanatın en iyilerini Ermenistan’a getirmeye ve Ermeni kültürünün en iyilerini dünyaya sunmaya adanmış. Kurucusu Gerard L. Cafesjian’ın vizyonundan ilham alan Merkez ayrıca Gerard L. Cafesjian Çağdaş Sanat Koleksiyonu’nun önemli eserleri de dâhil olmak üzere çok çeşitli sergilere ev sahipliği yapıyor. Cascade Geçidi’nin içerisinde. Müzedeki modern ve postmodern sanat eserleri bir yana, yaratıcı, bir o kadar da ihtişamlı bir mimariye sahip olan müzeye gidip saatler geçirebilir. Daha müzeye girmeden, Botero’nun eserleriyle karşılanıyorsunuz. Kasım 2009’da açılışını kutlayan CCA, modern ve çağdaş sanatın eşsiz eserlerini sergilemeye devam etmekte ve yetişkinler ve çocuklar için çeşitli dersler, filmler, konserler ve çok sayıda eğitim inisiyatifi sunmaktadır. Merkezin açılışından bu yana her yıl bir milyondan fazla kişi ziyaret ediyor.
Yervand Kochar Müzesi
20. yüzyılın en önemli sanatçı ve heykeltıraşlarından Yervand Kochar ‘çağdaş sanatın babası’ olarak tanımlanıyor. Erivan’daki bu müzede sanatçının en ünlü heykelleri, minyatürleri ve sanatsal kişisel yolculuğu sergileniyor. Kochar’ın başyapıtlarından sayılan “Painting in Space”i de dünya gözüyle burada izleyebilirsiniz. Müze Mesrop Mashtots Bulvarı’ndadır.
Lenin Heykeli
Erivan’daki tüm bu heykeller içinden mutlaka görün diyeceğimiz bir başkası da “Lenin Heykeli”. SSCB döneminde meydanın en güzel yerinde (şu andaki Marriott Hotel’in karşısında) duran bu heykel rejimin yıkılmasından sonra, parçalanmış olarak muhafaza edilmiş. Bu heykeli Cumhuriyet Meydanı’ndaki Tarih Müzesi’nin bahçesinde görebilirsiniz.
Gök Camii
Erivan’ın en işlek caddelerinden olan Mesrop Maştots Caddesi üzerinde yer almaktadır. Bir Şii Camisi olan Gök Cami, Mavili kubbesi nedeniyle Gök Camii adını taşımaktadır. Kafkasya coğrafyasındaki en eski ve güzel camilerden biri olan bu yapı, Ermenistan’daki Müslümanların Merkez Cami’si olarak da biliniyor. İranlı hükümdar Nadir Şah döneminde 1766 yılında, Hüseyin Ali Han tarafından inşa edilen Gök Cami, 24 metre uzunluğundaki 4 minaresi ve 28 odası ile geniş avluya sahip 7 bin metre karelik alan kaplıyor. 24 metrelik minaresinin üstündeki mavi çinileri özellikle dikkati çekiyor.
Parajanov Müzesi
Yönetmen, ressam, senarist Sergei Parajanov, yarattığı eserleriyle tarihte yer etmiş Ermeni sanatçılardan. Müze, çizimler, kolajlar ve montajlar gibi birçok harika eser gösteriyor. Sanat, film, kültür ya da eski Sovyetler Birliği’nde yaşamına bir ilginiz varsa, Erivan geziniz de bu müzeyi mutlaka ziyaret edin
Opera Binası ve Meydanı
Alexander Tamanyan tarafından inşa edilen ve 1933’te açılan Opera Binası, Erivan’ın simgelerinden. Gittiğinizde mutlaka bu binada düzenlenen bir etkinliğe gidin ve büyülü ortamına şahit olun.
Zafer Parkı ve Ermenistan Ana Heykeli
Sovyetler Birliği’nin dağılmasının ardından Lenin heykeli kaldırılıp onun yerine Sanatçı Rafael İsraelyan tarafından tasarlanan, Ermenistan’ı sembolize eden ve yüksekliği 50 metreyi bulan ‘Ermenistan Ana Heykeli’ yerleştirilmiş. Heykelin bulunduğu Zafer Parkı, turistlerin en çok ziyaret ettiği yerler arasında.
Vernisaj
Dekoratif ve yerel özellikler barındıran ürünlere meraklı olanlar, mutlaka uğramalı. Erivan’ın el yapımı nar objelerinden almadan dönmeyin.
ERMENİSTAN’DA GEZİLECEK VE GÖRÜLECEK ÖNEMLİ YERLER;
Eçmiadzin Manastırı
Eski adı “Vağarşabad” olan ve 2. ve 4. yüzyıllar arasında başkentlik yapan Eçmiadzin, günümüzde tüm dünyadaki Ermenilerin ruhani merkezi. Ermenilerin, M.S. 301’de, pagan inanışından vazgeçip Surp Krikor Lusavoriç öncülüğünde Hıristiyanlığı benimsediler. Böylece pagan ibadethanelerin yerine kiliselerin inşa çalışmaları başladı. İnanışa göre Surp Krikor’a görünen Hazreti İsa altın bir çekici yere vurarak o noktaya bir ibadethane inşa edilmesini istemiştir. İsa’nın işaret ettiği yere yapılan kiliseye “Tanrı’nın Tek Oğlu Yere İndi” anlamına gelen “Eçmiadzin” adı verilmiştir. Bu nedenle Ermeni geleneğinde Eçmiadzin büyük bir kutsallığa sahiptir. Eçmiadzin, Tüm Ermeniler Katolikosu, yani Ermeni Apostolik Kilisesi’nin lideri konumundaki Patriğin oturma makamı yani tabir yerindeyse Ermenilerin Vatikanıdır. Yaklaşık 150.000 m² bir alana sahip olan kompleksin içinde katedralin dışında, kutsal emanet bölümü, lojmanlar, müze, din okulu ve bir kütüphane bulunur. 4. yüzyılın başlarında, kilisenin bulunduğu Vagharşapat şehri, Büyük Ermenistan Krallığı’nın başkentiydi. Muhtemelen bir pagan tapınağının üzerine kurulmuş olan ve 4. yüzyıldan beri sürekli bir değişim geçiren kilisenin oldukça mütevazı boyutlardaki iç mekânı, Ermeni resim sanatının örneklerini sunan olağanüstü süslemeler barındırıyor.
Eçmiadzin’e gelmişken Erivan’a dönüş yolu üzerinde bulunan Aziz Gayane ve Aziz Hripisime Kiliselerini ve Zvartnoc tarihi şehir kalıntılarına uğramayı unutmayın. Eçmiadzin’e Erivan’ın merkezinden kalkan dolmuşlar ya da taksi ile kolayca ulaşabilirsiniz.
Garni Tapınağı
Erivan’dan 30 km uzakta bulunan Garni Tapınağı Ermenistan’ın Hıristiyanlık öncesi pagan dönemine ait en heybetli ve önemli yapılardan biri. Ermenistan dünyada Hıristiyanlığı resmi din olarak kabul eden devletlerden biri olsa da Ermenistan Helenistik medeniyetinin bir parçası oldu ve o dönemden sadece Garni pagan tapınağı ayakta kaldı. Drtad Takavor (Tiridates) tarafından 1. yüzyılda Güneş Tanrısı “Mihr” adına yaptırılan tapınak, 4. yüzyılda Ermenilerin Hıristiyanlığı kabul ettikten sonra 3. Drtad’ın kardeşi Khsosrovidukht’un yazlık konutu olarak kullanılmaya başlanmış. Aslında, Hıristiyanlığın kabulü ardından tüm pagan ve Helenistik döneme ait tapınaklar Ermeniler tarafından yerle bir edildi. Fakat dönemin birçok düşünürüne göre, bu tapınak çok değerli bir sanat eseri olduğu için yıkılmaktan kurtuldu. 1679 depreminde zarar gören yapı, 1969-1975 yılları arasında büyük bir restorasyon yapılmıştır.
Khor Virap Manastırı
Erivan’a 45 km uzaklıkta bulunan bu harika manastır bir anlamda Ermenilerin Hıristiyanlık için verdikleri sınavı sembolize eder. Ermeniler arasında Hıristiyanlığı yayan Surp Krikor Lusavoriç, ceza olarak 13 yıl boyunca burada tutsak kalmış daha sonra Kralın gördüğü bir rüya ile çukurdan çıkarılmıştır. Bu olay üzerine Ermenistan Hıristiyanlığı resmi din olarak kabul etmiştir. Kilisenin orijinal şapeli 642 yılında, Surp Asdvadzadzin Kilisesi ise 1662 yılında inşa edilmiştir. Türkiye sınırına sadece 8 km uzaklıkta olan, Kilisenin olduğu noktadan Ağrı Dağı’nın manzarası anlatılamayacak kadar güzeldir.
Geghard Manastırı (UNESCO 2000 )
Geghard Manastırı, ülkenin en özgün yapılarından bir tanesi. Geghard (Ermenice mızrak anlamına geliyor). Manastır, “mızrak” anlamına gelen adını, İsa çarmıhtayken göğsüne saplanan mızrağın buraya getirilmesi nedeniyle almış. Hakiki mızraktan kaldığına inanılan parça Eçmiadzin’de sergileniyor. Manastır 4. yüzyılda Hazreti İsa’nın vücuduna saplanan mızrağın bir kısmının saklandığına inanılan mağaranın üzerine kurulmuş. Manastır “Mağara Manastırı” anlamına gelen Ayrivank olarak da adlandırılır. Günümüzde ise manastır yaygın olarak Geghard ya da “Mızraklar Manastırı” anlamına gelen Geghardavank olarak adlandırılıyor. 1215 yılında manastıra bir de ana şapel inşa edilmiş. Burada ilk olarak 4. yüzyılda yapılan manastır, bir dönem önemini yitirdikten sonra 12. yüzyılda tekrar canlanmış. Günümüzde manastır alanı içinde aynı kaya oyma mimarisi özellikleri taşıyan 20’den fazla kilise bulunuyor. 2000 yılında UNESCO tarafından Dünya Mirası olarak listelenen Gehhard Manastırı’nın en büyük özelliği, tek bir devasa kayanın oyularak kilise haline getirilmesidir. Manastırın yakınlarında Aras ile birleşen Azat nehrini de görmek mümkün.
Sevan Gölü ve Yarımada
Sevan Gölü, adını Urartuca “sular ya da göller ülkesi” anlamına gelen “suina”dan alıyor. Sevan Gölü, 940 km² yüz ölçümü (yaklaşık 78 km uzunluğu, 56 km genişliği) ve 1900 m yüksekliğiyle sadece Ermenistan’ın değil, Kafkasya’nın da en büyük gölüdür. Geniş bir dağ zinciri ile çevrili olan Sevan Gölünü 28 çay ve Hrazdan Nehri tarafından beslemektedir. Ortalama 83 metre derinliği bulunmaktadır. Sevan Gölü havzasından çıkarılan arkeolojik kalıntılar bölgenin Bronz Çağı’ndan bu yana yerleşim bölgesi olduğunu kanıtlıyor. Eskiden Geğama denizi, Geğarkunyats denizi, Likhnitis isimleriyle bilinen gölün Ermenice ismi olan Sevan’ın, Urartuca “Sular ya da Göller Ülkesi” anlamına gelen Suina’dan geldiğine inanılıyor. Göldeki yarımada üzerinde bulunan tepedeki Sevanavank kompleksindeki 305 yılında yapılmış kiliseleri görebilirsiniz. Kiliselerin olduğu mevkiden manzara harika. Kıyı boyunca Ermeni Haçkarlar’ın en büyük koleksiyonuna ev sahipliği yapan Noratous’a, haçla oyulmuş, kurtuluşa giden yolu göstermek üzere tasarlanmış taşlar yer almaktadır. Efsaneye göre, tüm Ermenilerin atası Hayk, halkına Ermenistan’daki her taşı dekore etmelerini emretti, bu yüzden farklı süslemelerden çeşitli hikayeler tasvir eden bu süslenmiş taşların 3000’ini göreceksiniz.
Sevan ve yakındaki restoranlarda; Sevan İşkhan balığını ve bölgenin baklavasını mutlaka tadına bakın. Sevan’ın suyu tatlı ama balığı gerçekten leziz. Ayrıca “Pavurya Kebabı” ve “İşkan Gatası” lezzetlerini mutlaka tadına bakmadan dönmeyiniz.
Tatev Manastırı
Ermenistan’ın güneyinde bulunan 9. yüzyılda inşa edilmiş Tatev Manastırı, ülkenin en önemli tarihi zenginliklerinden biridir. Bu Orta Çağ manastırı bir dini merkez olmanın yanı sıra, Ermeni Syunik krallığının en önemli stratejik merkezi olmuş. Orta Çağ boyunca ülkenin en önemli ruhani merkezlerinden biri olup, 500 din adamına ev sahipliği yapan bu dini kompleks, aynı zamanda 14. yüzyılda inşa edilen dini, bilimsel ve edebiyat alanında önemli çalışmalar yapmış bir üniversiteyi de bünyesinde barındırdı. Çağın önde gelen filozofları, teologları, müzisyenleri, edebiyatçıları ve diğer sanat kollarındaki önemli isimlerinin duraklarından biri olan bu kompleks hala Ermenistan’ın en ilginç yerlerinden biri. Yüksek ve etkileyici duvarlarla çevrili olan bu kompleks üç kilise ve değişik anıtlardan oluşuyor.
Zorats Taşları
Ermeni “Stonehenge” olarak da bilinen bu tarih öncesi bir arkeolojik site Sisian kasabası yakınlarında bulunuyor. Zorats Karer, Karahunj, (Carahunge) da denen bu taşlar arkeoloji ile ilgilenen birçok kişinin ilgisini çekiyor. Bazı bilim adamları, Erivan’dan 200 km uzaklıkta bulunan 7500 yaşındaki Karahunj’un, dünyanın en eski rasathanesi olduğunu söylüyorlar. Taşların toplam sayısı 223 iken, bazılarının ağırlığı 10 tonu geçiyor. 2016 yılında “National Geographic” yıldızları izlemek için dünyanın en uygun ve en eski 10 yerin listesini hazırladı. Bu listede Ermenistan’daki megalitik kompleksi Karahunj da yer aldı.
Zvartnots Harabeleri ve Zvartnots Katedrali (UNESCO 2000)
Ermenistan’daki tüm kiliselerden ayrı bir özellik taşıyan, dünyanın en güzel dini yapılarından biri olan Zvartnots Katedrali (Göksel Melekler Katedrali), Zvartnots Antik Kenti’nin en başyapıtı olan kilise Katolikos III. Nerses’in emriyle 641 ve 662 yılları arasında inşa edilmiş. 10. yüzyılda zarar gördüğü depremde yıkıldıktan sonra uzun bir süre toprak altında kalmış, hatta 20. yüzyıla kadar yeri bile neredeyse unutulmuş. 1900-1907 yaklaşık bin yıl sonra ortaya çıkarıldı. Restorasyonların önemli kısmı 20. yüzyılın başlarında gerçekleştirildi. 7. yüzyılda inşa edilen ve zamanında çok zengin freskolarla süslü olduğu düşünülen katedralden geriye kalanlar bile, yapının ne kadar heybetli olduğunu gözler önüne seriyor. Zvartnots UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer almaktadır.
Haghpat ve Sanahin Manastırları ( UNESCO 1996 )
Ermenistan’ın UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne giren diğer iki tarihi eser Haghpat ve Sanahin Manastır Kompleksleri. Sanahin “daha eski” anlamını taşıyor, bunun bu kilisenin Haghpat’tan daha eski olduğunu vurgulamak için kullanıldığına inanılıyor.
Haghpat Manastırı, Debed nehrine bakan bir tepede yaklaşık 976-991 yılları arasında kral II. Smbat döneminde inşa edilmiş. Grihor Lucavoriç’e adanmış iki bölümden oluşan şapel ise 11. yüzyılda inşa edilmiş. Dağların arasında inşa edilmiş bu kilise kompleksi, nehrin karşısındaki konumu ile oldukça büyüleyici. Komplekste ayrıca, Ermeni kral ve kraliçelerine adanmış şapellerin yanı sıra, Ermenistan’a özgü muhteşem oyma motiflerle süslü Khachkarları (taş haçları) da görebilirsiniz.
Hağpat Manastırı ise Ermenistan’ın Haghpat kentinde bulunan bir Orta Çağ manastır kompleksi. Manastır, muhtemelen 976’da Bagrati kralı Ashot III’ün karısı Kraliçe Khosrovanuş tarafından yaptırılmış. Bu iki manastır Ermenistan’ın kuzeyinde ve Erivan’a oldukça uzak olsalar da görülmeye değer.
Noravank Manastırı ( UNESCO 2002 )
Erivan’a 122 km uzaklıkta bulunan, Noravank Manastırı ülke genelindeki en güzel örneklerdendir. Noravank Manastırı (anlamı “yeni manastır”) 13. yüzyılda, günümüz Yeghegnadzor şehri sınırları içinde bulunan, içinden Amaghu Nehri’nin aktığı bir vadi üzerin de dağların tepesinde kurulan bir manastırıdır.
Noravank Manastır Kompleksi; Surp Karapet Kilisesi, Surp Grigor Şapeli ve Surp Astvatsatsin Kilisesi olmak üzere 3 ana yapıdan oluşmaktadır.
Noravank Manastırı 1105 yılında Piskopos Hovhannes tarafından kurulmuş ve 13-14 yüzyıllarda iktidardaki Orbelian ailesi sayesinde Noravank gelişerek Syunik eyaletinin ruhani, eğitim ve kültür merkezi haline gelmiştir.2002’de Noravank Manastırı Unesco Dünya Kültür Mirası listesine alındı.
Ana kilisenin güney duvarında yer alan bir yazıt da, 986-1029 yılları arasında Prens Vahram Pahlavuni tarafından yaptırıldığını bildirir. Şemsiye şeklinde bir kubbe ile kubbe salonu tipinde, kilise, bazıları iki metre yüksekliğinde devasa taşlardan inşa edilmiştir. Dış duvarların üçünde çift niş bulunur. Tek giriş batıdan. Dış duvarlar gibi, kubbenin tamburu da güzel bir dekoratif etki yaratan yarım sütunlarla süslenmiştir.
Goşavank
Goşavank, Ermenice “Goş’un Manastırı” anlamına geliyor. Ermenistan’ın Tavush Eyaleti’nideki Gosh köyünde bulunan 12- 13. yüzyıla ait Ermeni manastırıdır. Bugünün manastırı, işlevsel bir dini kompleks olma durumunu sürdürememiş fakat popüler bir turistik yer olarak önemli manastırlar listesinde yerini almıştır. Manastır aynı zamanda dünyadaki en özel ve etkileyici khaçkar yani taş haçlara ev sahipliği yapıyor
Haghartsin
Haghartsin Dini Kompleksi Tavush Eyaleti’ndeki Dilijan kasabası yakınlarında bulunan 13. yüzyıla ait bir manastırdır. Bagratuni hanedanlığı himayesinde yaptırılan manastır kompleksinde 3 kilise ve çok sayıda khaçkar bulunuyor
ERMENİSTAN YEMEK KÜLTÜRÜ
Ermeni mutfağında, Türk mutfağında da yeri olan tatlar yer alır. Bu nedenle lezzet açısından alışık olduğunuz yemeklerle karşılaşabilirsiniz. Mutfaklarında ekmeğin de çok önemli bir yeri vardır.
Ermenistan mutfağı tarihi kadar eskilere dayanır ve çok çeşitli bir yapıdadır. Farklı tatlar zamanla bu mutfakta yerlerini bulmuşlardır. Sebzeler, çeşitli baharatlar, balıklar ve meyveler pek çok eşsiz yemeğin oluşumuna katkıda bulunur.
Ülke mutfağında ağır baharatlar kullanılmaz. Bunun yerine oldukça kaliteli malzemeler kullanılmasına özen gösterilir. Baklagiller, otlar, meyveler, fındık, değişik yapraklar ve çeşitli buğdaylar ülke mutfağında kullanılan malzemelerdir. Ayrıca Ermenistan mutfağında bizim ülkemizin lezzetlerine uyan ayran, dolma, cacık gibi türler de vardır.
Nar, ülkeyi sembolize eder ve doğurganlıkla ilişkilendirilir. Ulusal meyve ise şeftalidir. Khorovats, domuz, dana, kuzu ya da tavuk eti ile yapılabilen ve patlıcan, domates, biber ve baharatlarla servis edilen bir yemektir. Borscht ise geleneksel çorbalarıdır. Pancar ile yapılır ve genelde krema ile servise sunulur. Ülkede ekmek çeşidi de fazladır ve ekmekler oldukça lezzetlidir.
Ülkede içecek kültürü de gelişmiş durumdadır. Özellikle nar ile yapılan şaraplar mutlaka denenmesi gereken lezzetler arasındadır.
ERMENİSTAN’DA ŞEHİR ULAŞIMI
Ülkede ulaşımla ilgili olarak pek çok seçenek bulunmaktadır. Eğer tek bir şehir gezilecekse genelde günlük turlar tavsiye edilir. Ayrıca ülkedeki otobüs ve minibüs ağıda gelişmiştir ve ekonomiktir. Ülkede tren ağındaki işleyiş oldukça yavaştır.
ERMENİSTAN’A NE ZAMAN GİTMELİ?
Haziran, Eylül ve Ekim ayları Ermenistan’a gitmek için ideal olan dönemlerdir. Yaz mevsiminde yağmurlar diner ve iklim sıcaklaşır. Ancak kimi zaman sıcaklıklar kırk derecelere hatta daha yukarılara çıkabilir. Bu nedenle Ermenistan’a gitmeden önce hava durumunu kontrol etmek faydalı olur.
ERMENİSTAN’A NASIL GİDİLİR?
Kara yolları ile, sınırlar kapalı olsa da haftada iki kez İstanbul’dan direkt uçak seferlerin olduğu Ermenistan’ın başkenti Erivan’da havalimanında vize almak mümkün.
Ülkemizden Ermenistan’a gitmek isteyenler Ermenistan’ın başkenti Erivan’a yapılan direkt uçuşlardan faydalanabilirler. Ayrıca Ermenistan’a İstanbul, Trabzon, Ankara ve Erzurum’dan Gürcistan üzerinden kara yolu kullanılarak otobüs ile seyahat etme olanağı da vardır.
ERMENİSTAN VİZESİ
Normal (Umuma Mahsus) bir pasaport sahibi iseniz, kolayca Ermenistan vizesi alabilirsiniz, tek gereken şey pasaportunuzun 3 ay geçerlilik süresi olması. Vizenizi, Ermenistan’a karayolu ya da havayolu ile geldiğinizde giriş noktalarından alabilirsiniz. 3000 Ermeni Dramı ücret ödettikten sonra vizenizi almış olacaksınız. Alacağınız vize 21 günlük olacaktır.
Hususi (Yeşil), Hizmet (Gri) ve Diplomatik pasaport sahibi iseniz, izleyeceğiniz yol farklı olacak. Ermenistan Cumhuriyeti bu pasaportları “görev” pasaportu olarak görüp, Ermenistan’a turistik amaçla gelmediğinizi varsayıyor ve dolayısı ile sizden resmi geliş amacınızı belirten bir belge ya da davetiye talep ediyor.
Bu durumda Ermenistan’daki resmi bir kurumdan alacağınız davetiye mektubunuz ile Ermenistan Dışişleri Bakanlığı ile direkt temasa geçip vize alabilirsiniz. Bakanlığın hazırladığı özel izin yazısını vize alırken göstererek ülkeye giriş yapabilir, ilk üç gün içerisinde, Bakanlığın vize masasına başvurup vizenizi alabilirsiniz.
Ermenistan vizesi için herhangi bir yolculuk-sağlık sigortası yaptırmanız gerekmiyor, Ermenistan’ın böyle bir şartı yoktur.
ERMENİSTAN TURU / 4 GECE 5 GÜN
ARMENİA TOUR / 5 DAYS 4 NİGHT
Day 1
City tour in the capital city Yerevan
Yerevan is the pink “pearl” of Armenia, the 12th and the last capital of Armenia founded in 782B.C. This ancient European city is mostly built by different shades of the local pink stone called tuff.The city tour will start with the visit of Erebuni Fortress & Citadel (the birthplace of Yerevan), founded in 782 B.C. by the king of Urartu Argishti the 1st. The citadel was built to protect the city from enemies and is considered to be the basis of Yerevan. It is still possible to admire the old spirit of the citadel.Then you will see Republic Square, Opera House, Cascade Monument and stairs, designed by the Armenian architecture Alexander Tamanian. “Mother Armenia” Monument with a fantastic view of Yerevan, The monument is located in a big park located at the top of Cascade. From cascade you can walk to the park named Victory Park in commemoration of Soviet Armenia’s participation in the second World War. There is a beautiful view of Yerevan from the place where stands the memorial dedicated to the second World War.Then follows Victory Bridge, Hrazdan Stadium, Sports and Concerts Center, Presidential Palace,and the most important and interesting visit to Matenadaran ,“The Research Institute of Armeniawhich houses beautiful illuminated manuscripts created by scribes centuries ago. The Matenadaran is named after Mesrob Mashtots, founder of the Armenian alphabet. Over ten thousand manuscripts detailing history, philosophy, medicine, and geography written in Armenian, Greek, Arabic, and other languages are preserved here.The city tour can`t be without visiting “Ararat” Brandy Factory(During the tour you’ll visit the distillation department, the cooperage department, the museum, the wine-cellar. Tasting three wine varieties from 1913, 1924 and 1944 and two cognac varieties of 10 and 20 years’ maturity).
Day 2
Yerevan – Garni Temple, Geghard Cave -carved Monastery,Sevan lake , Dilijan forest, Haghartcin monastery -Tsakhkadzor- Yerevan
Driving to the cave carved monastery Geghard. Geghard is a partly dug in the rock monastery. Initially it was known as Ayrivank (the monastery of the cave). The present name – Geghard (Armenian – “lance, spear”) – derives from biblical lance used by a Roman to pierce the rib of crusified Christ. Now the spear is in the Echmiadzin treasury.After Geghard drive to the Garni temple which was built in the second half of the I century A.D. by king Trdat I. It is dedicated to a heathen god Mithra – god of the sun. After Christianity the temple was probably used as a summer residence of the kings. The temple consists of dwellings and bath quarters built in the 3rd century in the Roman style. In Garni village you will have opportunity to have a lunch in inhabitant`s house and see the traditional process of making lavash.
After lunch follows Sevan lake which is the most famous lake in Armenia – the blue beauty. The perfect view of the Lake Sevan is from the peninsula called Sevanavank, because of the monastery. It consists two churches: Sourb Arakelots (Holy Apostoles) and Sorb Astvatsatsin (Holy Mother of God). According to an inscription which was found in one of the churches, the monastery was founded in 874 AD by princess Mariam, the daughter of Ashot ı who became a king a decade later. Following is the forests of Dilijan which is one of the most important is a spa town in Armenia, situated in Dilijan National Park. The forested and reclusive city is home to numerous Armenian artists, composers, and filmmakers and features some traditional Armenian architecture.In Dilijan you will also visit 13 th century Haghartcin monastery.The monument’s architecture blends in very harmoniously with its surrounding nature. After Dilijan driving back to Yerevan, on the road visiting ski resort town Tsakhkadzor. It is a spa town and a popular health resort in Armenia.Tsaghkadzor means valley of flowers in Armenian. The city is located 50 kilometers north of Yerevan, on the southeastern slope of Teghenis Mountains, at a height of 1750 meters above sea level, surrounded with alpine meadows. Back to Yerevan.
Day 3
Yerevan – Amberd fortress – Haghpat monastery comples-Sanahin monastery complex – Sanahin bridge – Yerevan
Driving to the North of Armenia to see Haghpat and Sanahin monastery complexes.These two Byzantine monasteries in the Tumanian region from the period of prosperity during the Kiurikian dynasty (10th to 13th century) were important centres of learning. Sanahin was renown for its school of illuminators and calligraphers. The two monastic complexes represent the highest flowering of Armenian religious architecture, whose unique style developed from a blending of elements of Byzantine ecclesiastical architecture and the traditional vernacular architecture of the Caucasian region. On the road you will climb to the highest point of Republic Armenia to the mountain Aragatc (4090m) on the slopes of which on 2,300 meters (7,500 ft) above sea level located the fortress Amberd, “fortress in the clouds” in Armenian. It is 7 century Fortress.In Sanahin besides the monasteries you will also see the bridge of Sanahin, important among Armenian secular monuments which was built queen Vaneni, wife of king Abas, by the end of the 12th century.
Day 4
Yerevan – Khor Virap – Noravanq – Tatev monastery – The longest cable car in the world ( Wings of Tatev)- Yerevan
Driving to Khor Virap (deep dungeon) monastery has got his name from the dungeon which is now inside the monastery walls. There was thrown Grigor the Illuminator for 13 years in the 4 century,who professed Christianity in Armenia in 301 A.D. making the first official Christian nation in the world. The monastery is situated on the top of a hill overlooking Mount Ararat.After driving to Noravanq 12 -14 century complex. Noravank is one of the beautiful places in Armenia. It is built in the heart of the nature, among sharp,red cliffs and the deep gorge. Noravank attracts tourists attention with the stair-like carvings on the facade which leads to the second floor. After continuing to Tatev Monastery, founded in the 9 century in place of a tabernacle well-known in ancient times. The strategically advantageous location on a cape formed by a deep river gorge with precipitous rocky slopes favored the construction of a mighty defense complex there. Tatev monuments stand out for high quality of building work. The world’s longest 5.7-kilometer ropeway, Wings of Tatev, opened in Armenia on October 16. The 5,700 meters long ropeway got a certificate from the Guinness Book of Records on October 23, 2010.